Vücudun protein üretimi için genetik kodundaki düzensizlikler, kötü huylu tümörlerle ilişkilendirilmiştir. Bununla birlikte, çoğu genetik materyal, amacı bilinmeyen bileşenler içerir.

Kodlamayan materyallerdeki değişiklikler bir kişinin sağlığını etkileyebilir mi veya muhtemelen kanserle bağlantılı olabilir mi?
Case Western Reserve Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan yeni bir araştırmaya göre, kodlayıcı olmayan DNA molekülleri, tümör büyümesi de dahil olmak üzere sağlık ve hastalıkta önemli bir rol oynuyor.
AYRICA OKUYUN: Özofagus Kanseri: Risk faktörleri, belirtiler, tanı, tedavi, korunma ipucu
Daha spesifik olarak, bu moleküllerin, biyobelirteç eksikliğinin tümörleri erken tespit etmeyi ve tedavi etmeyi zorlaştırdığı özofagus kanseri gibi malignitelerin uyarısı için umut vaat edebileceğini keşfettiler.
Tıp Fakültesi’nde doçent ve yakın zamanda hakemli dergi Gastroenterology’de yayınlanan çalışmanın baş araştırmacısı olan Kishore Guda, “Bulmak istediğimiz şey, bunları kanser geliştirmek için potansiyel biyobelirteçler olarak kullanabilir miydik?” “
Ribonükleik asit (RNA), proteinleri kodlar ve tüm canlı hücrelerde genetik bilgiyi taşır. Kanserlerde, bu RNA molekülleri sadece “açık” değil, aynı zamanda kansere ilerlemesi muhtemel hücrelerde de aktif görünüyor.
Bu bilgiyle, kanserleri erken bir aşamada – hatta kansere dönüşmeden önce – tespit etmek mümkün olabilir ve bu da hasta sonuçlarını ve hatta sağkalımı iyileştirmeyi mümkün kılar.
Araştırmacılar, çalışmalarında, özofagus malignitesinde “uzun intergenik” kodlayıcı olmayan RNA moleküllerinin özel bir alt sınıfının ilk keşfini ve karakterizasyonunu gerçekleştirdiler.
Ne buldular: Bu moleküllerden oluşan bir panel, kanser dokularında ve habis öncesi dokularda da (örneğin, kanser olma riski yüksek olanlarda) “açıldı”. Ve bu RNA molekülleri, rutin görüntüleme kullanılarak hasta biyopsi dokularında tespit edilebilir.
Yazarlar, bu RNA moleküllerinin kanser gelişimine potansiyel olarak dahil olan diğer genleri düzenleyerek özofagus kanseri hücrelerinin büyümesini engellediği ve böylece bu kanserlerin terapötik hedeflemesi için yeni fırsatlar sağladığı sonucuna vardı.
Guda, “Çalışmamız, bu RNA moleküllerini özofagus kanserinde ek oyuncular olarak göstererek yeni bir araştırma alanı açıyor” dedi. “Amacımız, özofagus kanseri gelişimi sırasında bu moleküllerin nasıl ve ne zaman açıldığını ve kanser süreçlerinde yer alan diğer genleri nasıl kontrol ettiklerini anlamaktır.”
Ekip, bu yeni bilgiyle, kanserli olma riski yüksek hücreleri saptamak için RNA moleküllerinin, CWRU’nun Lucid Diagnostics lisanslı EsoCheck moleküler teşhis paneline entegre edilip edilemeyeceğini test etmeyi umuyor.
Ayrıca RNA moleküllerini bloke etmenin veya bu moleküller tarafından kontrol edilen genleri bloke etmenin kanser için genellikle ölümcül olan yeni bir tedavi stratejisine yol açıp açamayacağını test etmek istiyorlar.
Bu hikaye, metinde herhangi bir değişiklik yapılmadan bir haber ajansı beslemesinden yayınlandı. Sadece başlık değiştirildi.