Uyumlu
New member
10 Onluk Ne Demek? Bir Hesaptan Fazlası
Selam forumdaşlar,
Bugün sizlerle basit bir matematik teriminden yola çıkan, ama sonunda kalbe dokunan bir hikâye paylaşmak istiyorum.
Küçük bir çocuğun “10 onluk ne demek?” sorusuyla başlayan bu hikâye, sayıların ötesine geçen bir anlam arayışına dönüşüyor. Belki siz de okurken kendi hayatınızda bir yerlerde “onluk”ları sayarken kaç tane sevgi, özlem, pişmanlık biriktirdiğinizi fark edersiniz.
---
Bir Çocuğun Sorusu
Akşamüstüydü.
Mutfağın penceresinden içeri altın rengi bir güneş sızıyordu. Küçük Efe, ödev defterine eğilmiş, gözleriyle rakamları takip ediyordu.
Birden başını kaldırdı ve babasına döndü:
— Baba, “10 onluk” ne demek?
Babası, Murat, bilgisayarının başında proje çiziyordu. Mühendisti. Planlı, sistematik, çözüm odaklı bir adamdı.
Soruyu duyunca kalemi elinden bırakıp gülümsedi:
— On onluk yüz eder, oğlum. Yani 10 tane 10’luk. Basit bir toplama işlemi.
Ama Efe’nin yüzündeki ifadeye bakınca duraksadı.
Çocuk, cevabı değil, anlamı arıyordu.
O sırada mutfakta çay demleyen Elif, anne sesiyle araya girdi:
— Peki Efe, sence 10 onluk ne demek olabilir?
Efe durdu, kalemini döndürdü ve düşünmeye başladı.
— Bence… çok fazla şey. On onluk, mesela 10 tane güzel gün gibi olabilir.
Elif gülümsedi.
Murat ise başını salladı, ama içinde bir şey kıpırdadı.
---
Bir Onluk Sevgi, Bir Onluk Zaman
O gece Murat yatağa uzandığında, Efe’nin cümlesi dönüp durdu zihninde:
“10 onluk, 10 güzel gün olabilir…”
Murat’ın hayatı onluklar üzerine kuruluydu aslında.
10 saatlik mesailer,
10 yıl önce başlayan evlilik,
10 haftadır bitmeyen proje…
Her şey ölçülebilir, hesaplanabilir olmalıydı onun için.
Ama Elif öyle değildi. O, her anı hissederek yaşayan bir kadındı.
Murat bir işi bitirmenin rahatlığını severken, Elif bir duyguyu yaşamanın derinliğini arardı.
Ertesi sabah kahvaltıda, Murat konuyu yeniden açtı.
— Efe dün güzel bir şey söyledi. “10 onluk” deyince sadece sayıları değil, anlamları düşündü.
Elif başını kaldırdı, gülümsedi.
— Çünkü çocuklar için sayı değil, his önemlidir. On onluk sevgiyi ölçemezsin, ama hissedersin.
O an Murat anladı: Hayat, sadece kaç tane “onluk” topladığın değil, onları nasıl yaşadığınla ilgiliydi.
---
Erkek Zihniyle Kadın Kalbi Arasında Bir Köprü
O gün akşam Murat eve erken geldi.
Efe, yerde legolarıyla oynuyordu.
— Hadi, bir kale yapalım, dedi Murat.
Efe şaşırdı. Babasının işi gücü bitmezdi normalde.
Ama bu kez farklıydı.
Birlikte 10 tane lego kulesi yaptılar.
Her kule “bir onluk”tu.
Birincisine “sevgi”, ikincisine “sabır”, üçüncüsüne “umut” adını verdiler.
Elif sessizce onları izliyordu.
Bir baba ile oğlun oyununda, bilig denilen o içsel bilgelik ışıldıyordu.
Erkek zihni çözüm üretmeye devam ederken, kadın kalbi o çözüme anlam katıyordu.
Murat artık anlıyordu:
Efe’nin sorusu bir matematik sorusu değil, bir yaşam sorusuydu.
---
Zamanın 10 Onluğu
Günler geçti.
Efe’nin ödevi bitmişti ama sorusu bitmemişti.
Bir gün okul dönüşü annesine sordu:
— Anne, sence “10 onluk mutluluk” nasıl olur?
Elif gülümsedi, saçlarını okşadı:
— Belki her sabah birinin yüzüne bakıp “iyi ki varsın” demekle başlar.
Bir onluk mutluluk, 10 defa sarılmak olabilir mesela.
Ya da 10 kez affetmek.
Efe düşündü, başını salladı.
— O zaman 10 onluk sevgi yüz eder, değil mi?
Elif’in gözleri doldu.
Matematiğin duyguyla birleştiği o an, hayatın formülünü bulmuş gibiydi küçük çocuk.
---
Bir Hesap Kitabın Ötesinde
Murat artık projelerini bitirirken saate değil, oğlunun kahkahasına da kulak veriyordu.
Elif, evin duvarlarında eski bir sıcaklık hissediyordu.
“10 onluk” kavramı onların hayatına yeni bir ölçü getirmişti:
Zamanı değil, anlamı ölçmek.
Bir akşam üçü birlikte otururken Murat dedi ki:
— Biliyor musunuz, artık anladım. 10 onluk yüz etmiyor her zaman.
Efe şaşırdı:
— Nasıl yani baba, matematik öyle demiyor ki!
— Ama hayat öyle diyor oğlum, diye devam etti.
— Bazen 1 onluk sevgi, 100 onluk paradan değerlidir.
Bazen bir an, bir ömür kadar eder.
O an sessizlik oldu.
Sadece üç yürek aynı ritimde atıyordu.
---
10 Onluk: Sayının Duyguya Dönüştüğü Yer
O gece Elif defterine birkaç satır yazdı:
“10 onluk sevgi, 10 onluk zaman, 10 onluk sabır…
Her biri bir araya gelince bir ömür ediyor.
Hayatın toplamı, duyguların çarpımıyla büyüyor.”
Belki de “10 onluk ne demek” sorusunun cevabı,
10 kez sevmek, 10 kez anlamak, 10 kez yeniden başlamak demekti.
---
Forumdaşlara Bir Soru
Şimdi dönüp size sormak istiyorum, dostlar:
Siz hiç kendi “10 onluk”larınızı saydınız mı?
Kaç onluk umut, kaç onluk pişmanlık, kaç onluk sevgi biriktirdiniz bu hayatta?
Belki de hepimiz, kendi defterimizin kenarına küçük bir not düşmeliyiz:
“Bugün 1 onluk gülümsedim.”
“Bugün 1 onluk affettim.”
“Bugün 1 onluk yaşadım.”
Çünkü bazen bir çocuğun sorduğu basit bir soru,
bir ömrün cevabını içinde taşır.
Ve o cevap, sayılarda değil, insanın kalbinde gizlidir.
Selam forumdaşlar,
Bugün sizlerle basit bir matematik teriminden yola çıkan, ama sonunda kalbe dokunan bir hikâye paylaşmak istiyorum.
Küçük bir çocuğun “10 onluk ne demek?” sorusuyla başlayan bu hikâye, sayıların ötesine geçen bir anlam arayışına dönüşüyor. Belki siz de okurken kendi hayatınızda bir yerlerde “onluk”ları sayarken kaç tane sevgi, özlem, pişmanlık biriktirdiğinizi fark edersiniz.
---
Bir Çocuğun Sorusu
Akşamüstüydü.
Mutfağın penceresinden içeri altın rengi bir güneş sızıyordu. Küçük Efe, ödev defterine eğilmiş, gözleriyle rakamları takip ediyordu.
Birden başını kaldırdı ve babasına döndü:
— Baba, “10 onluk” ne demek?
Babası, Murat, bilgisayarının başında proje çiziyordu. Mühendisti. Planlı, sistematik, çözüm odaklı bir adamdı.
Soruyu duyunca kalemi elinden bırakıp gülümsedi:
— On onluk yüz eder, oğlum. Yani 10 tane 10’luk. Basit bir toplama işlemi.
Ama Efe’nin yüzündeki ifadeye bakınca duraksadı.
Çocuk, cevabı değil, anlamı arıyordu.
O sırada mutfakta çay demleyen Elif, anne sesiyle araya girdi:
— Peki Efe, sence 10 onluk ne demek olabilir?
Efe durdu, kalemini döndürdü ve düşünmeye başladı.
— Bence… çok fazla şey. On onluk, mesela 10 tane güzel gün gibi olabilir.
Elif gülümsedi.
Murat ise başını salladı, ama içinde bir şey kıpırdadı.
---
Bir Onluk Sevgi, Bir Onluk Zaman
O gece Murat yatağa uzandığında, Efe’nin cümlesi dönüp durdu zihninde:
“10 onluk, 10 güzel gün olabilir…”
Murat’ın hayatı onluklar üzerine kuruluydu aslında.
10 saatlik mesailer,
10 yıl önce başlayan evlilik,
10 haftadır bitmeyen proje…
Her şey ölçülebilir, hesaplanabilir olmalıydı onun için.
Ama Elif öyle değildi. O, her anı hissederek yaşayan bir kadındı.
Murat bir işi bitirmenin rahatlığını severken, Elif bir duyguyu yaşamanın derinliğini arardı.
Ertesi sabah kahvaltıda, Murat konuyu yeniden açtı.
— Efe dün güzel bir şey söyledi. “10 onluk” deyince sadece sayıları değil, anlamları düşündü.
Elif başını kaldırdı, gülümsedi.
— Çünkü çocuklar için sayı değil, his önemlidir. On onluk sevgiyi ölçemezsin, ama hissedersin.
O an Murat anladı: Hayat, sadece kaç tane “onluk” topladığın değil, onları nasıl yaşadığınla ilgiliydi.
---
Erkek Zihniyle Kadın Kalbi Arasında Bir Köprü
O gün akşam Murat eve erken geldi.
Efe, yerde legolarıyla oynuyordu.
— Hadi, bir kale yapalım, dedi Murat.
Efe şaşırdı. Babasının işi gücü bitmezdi normalde.
Ama bu kez farklıydı.
Birlikte 10 tane lego kulesi yaptılar.
Her kule “bir onluk”tu.
Birincisine “sevgi”, ikincisine “sabır”, üçüncüsüne “umut” adını verdiler.
Elif sessizce onları izliyordu.
Bir baba ile oğlun oyununda, bilig denilen o içsel bilgelik ışıldıyordu.
Erkek zihni çözüm üretmeye devam ederken, kadın kalbi o çözüme anlam katıyordu.
Murat artık anlıyordu:
Efe’nin sorusu bir matematik sorusu değil, bir yaşam sorusuydu.
---
Zamanın 10 Onluğu
Günler geçti.
Efe’nin ödevi bitmişti ama sorusu bitmemişti.
Bir gün okul dönüşü annesine sordu:
— Anne, sence “10 onluk mutluluk” nasıl olur?
Elif gülümsedi, saçlarını okşadı:
— Belki her sabah birinin yüzüne bakıp “iyi ki varsın” demekle başlar.
Bir onluk mutluluk, 10 defa sarılmak olabilir mesela.
Ya da 10 kez affetmek.
Efe düşündü, başını salladı.
— O zaman 10 onluk sevgi yüz eder, değil mi?
Elif’in gözleri doldu.
Matematiğin duyguyla birleştiği o an, hayatın formülünü bulmuş gibiydi küçük çocuk.
---
Bir Hesap Kitabın Ötesinde
Murat artık projelerini bitirirken saate değil, oğlunun kahkahasına da kulak veriyordu.
Elif, evin duvarlarında eski bir sıcaklık hissediyordu.
“10 onluk” kavramı onların hayatına yeni bir ölçü getirmişti:
Zamanı değil, anlamı ölçmek.
Bir akşam üçü birlikte otururken Murat dedi ki:
— Biliyor musunuz, artık anladım. 10 onluk yüz etmiyor her zaman.
Efe şaşırdı:
— Nasıl yani baba, matematik öyle demiyor ki!
— Ama hayat öyle diyor oğlum, diye devam etti.
— Bazen 1 onluk sevgi, 100 onluk paradan değerlidir.
Bazen bir an, bir ömür kadar eder.
O an sessizlik oldu.
Sadece üç yürek aynı ritimde atıyordu.
---
10 Onluk: Sayının Duyguya Dönüştüğü Yer
O gece Elif defterine birkaç satır yazdı:
“10 onluk sevgi, 10 onluk zaman, 10 onluk sabır…
Her biri bir araya gelince bir ömür ediyor.
Hayatın toplamı, duyguların çarpımıyla büyüyor.”
Belki de “10 onluk ne demek” sorusunun cevabı,
10 kez sevmek, 10 kez anlamak, 10 kez yeniden başlamak demekti.
---
Forumdaşlara Bir Soru
Şimdi dönüp size sormak istiyorum, dostlar:
Siz hiç kendi “10 onluk”larınızı saydınız mı?
Kaç onluk umut, kaç onluk pişmanlık, kaç onluk sevgi biriktirdiniz bu hayatta?
Belki de hepimiz, kendi defterimizin kenarına küçük bir not düşmeliyiz:
“Bugün 1 onluk gülümsedim.”
“Bugün 1 onluk affettim.”
“Bugün 1 onluk yaşadım.”
Çünkü bazen bir çocuğun sorduğu basit bir soru,
bir ömrün cevabını içinde taşır.
Ve o cevap, sayılarda değil, insanın kalbinde gizlidir.