Gözlerini kapatmak ne demek ?

Murat

New member
Gözlerini Kapatmak: Bir Anlamın Derinliklerine Yolculuk

Bir gün, eski bir arkadaşım bana "Bazen gözlerini kapatmak gerekir, değil mi?" dediğinde, bu söz sadece bir öneri ya da tavsiye gibi gelmedi. O cümle, bir anlamın derinliklerine yolculuk yapmamı sağladı. Gözlerini kapatmak, bazen bir rahatlama, bazen bir kaçış, bazen de bir seçim olabilir. Bu kadar basit görünen bir eylemin arkasında neler yatar? Hangi durumlarda gözlerimizi kapatırız ve ne anlam ifade eder? Hep birlikte bir hikaye üzerinden bu soruları irdeleyelim.

Gözlerini Kapatmak: Zeynep ve Can’ın Hikayesi

Zeynep ve Can, uzun yıllardır arkadaşlardı. Yıllar boyunca birbirlerine hep destek olmuşlardı. Zeynep, hayatına dair derin düşünceleri olan, duygusal zekası yüksek bir kadındı. Can ise daha analitik, sorunları çözmeye çalışan bir kişiydi. Bir gün, ikisi de birlikte bir yürüyüşe çıktılar. Zeynep birden durdu, derin bir nefes aldı ve Can'a döndü:

"Can, bazen gerçekten gözlerimi kapatmak istiyorum. Her şey çok karmaşık... Bütün bu dünya, ilişkiler, sorunlar... Hepsi kafamı karıştırıyor. Bazen her şeyi bir kenara bırakıp gözlerimi kapatmak istiyorum."

Can, Zeynep'in söylediklerine şaşırarak ama sakin bir şekilde karşılık verdi: "Zeynep, gözlerini kapatmak, bir çözüm değil. Ne kadar kaçarsan kaç, yüzleşmen gereken şeyler hep orada kalacak. O zaman neden bunu yapıyorsun? Bunu bir çözüm olarak düşünmek, sorunu ertelemen demek değil mi?"

Zeynep, Can’ın çözüm odaklı yaklaşımına tepki vermek istemedi ama onun da bir noktada haklı olduğunu düşündü. Can, daima çözüm peşindeydi. Zeynep ise hayatın karmaşası içinde bir rahatlama arıyordu. Gözlerini kapatmak, bir tür sığınma alanıydı, bir kaçış... Ama gerçekten bir çözüm olabilir miydi?

Erkeklerin Çözüm Odaklı, Kadınların İlişkisel Yaklaşımları

Zeynep ve Can’ın arasındaki fark, aslında genel bir bakış açısını yansıtıyordu. Erkeklerin çoğu, stratejik ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimserken, kadınlar genellikle daha empatik ve ilişkisel bir perspektiften bakarlar. Can’ın bakış açısı, onun daha çok dışsal bir çözüm arayışında olduğunu, problemleri adım adım çözmeye çalıştığını gösteriyordu. Zeynep ise daha içsel bir çözüm arıyordu. Zeynep için gözlerini kapatmak, bir anlığına dünya ile olan bağlarını koparmak, sadece kendi iç sesini dinlemekti.

Ancak, her iki yaklaşım da hayatın farklı yönlerini anlamada ve çözmede önemli bir yer tutar. Erkeklerin analitik bakış açısı, zorlayıcı sorunlar karşısında hızlı çözüm bulmayı sağlar. Kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımı ise, insanları bir araya getirir, duygusal bağları güçlendirir ve daha derin anlayışlar oluşturur. Zeynep'in gözlerini kapatması, bir anlamda bu empatik yaklaşımın bir göstergesiydi; dünya ile yüzleşmek yerine, duygusal bir sığınak arıyordu.

Tarihsel Bir Yansıma: Gözlerini Kapatmak ve Toplumların Zihinsel Kaçışı

Gözlerini kapatmak, sadece bireysel bir eylem değil, aynı zamanda tarihsel bir sürecin ve toplumsal yapının da yansıması olabilir. İnsanlar tarih boyunca stres, travma ve belirsizlikle karşılaştıklarında, bazen bilinçli olarak “gözlerini kapatmak” zorunda kalmışlardır. Tarihsel bağlamda, savaşlar, büyük felaketler, sosyal eşitsizlikler... Bütün bu unsurlar, bireylerin içsel olarak kaçma ihtiyaçlarını artırmış, gözlerini kapatmayı bir savunma mekanizması haline getirmiştir.

Ancak tarih, aynı zamanda insanların bu "kaçıcılığı" aşma yolundaki çabalarını da gösterir. Gözlerini kapatmak, bir süreliğine rahatlama sağlayabilir, ancak uzun vadede çözüm arayışını engeller. İnsanlar, toplumsal sorunlarla yüzleşmek, onları çözmek için çaba gösterdikçe, “gözlerini açmak” zorunda kalmışlardır. Bu, toplumsal iyileşme ve gelişim için kritik bir adımdır. Zeynep’in hissettiği bu içsel kaçış, aslında insanlığın tarihsel olarak yaşadığı daha büyük bir sürecin bireysel bir yansımasıydı.

Can ve Zeynep: Bir Karar Anı

Yürüyüş devam etti. Zeynep derin bir nefes aldı, gözlerini kapatıp bir süre sessiz kaldı. Can ona bakarak, "Biliyor musun, belki de bazen gözlerini kapatmak gerekebilir. Ama gözlerini kapatmanın sadece bir anlık rahatlama sağladığını unutmamalısın. Gerçek çözüm, o gözleri tekrar açıp, karşılaştığın zorluklarla yüzleşmekte." dedi.

Zeynep, gözlerini açarak Can’a baktı. "Evet, belki de haklısın. Ama bazen gözlerimizi kapatarak, biraz nefes almak gerekiyor. Sonra, daha iyi bir şekilde görmek için tekrar açarız. Bu da bir çözüm olabilir mi?" dedi. Can gülümsedi. "Evet, ama unutma, gözlerini kapatmak, sorunları çözmez, onları sadece geçici olarak ertelemenize neden olur."

Gözlerini Kapatmak: Hem Kaçış Hem Çözüm

Zeynep ve Can’ın hikayesindeki temel fark, farklı bakış açılarına dayalı bir çatışmayı yansıtıyordu. Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı, toplumsal zorluklarla başa çıkmada genellikle daha hızlı ve direkt olmasına olanak tanırken, kadınların empatik bakış açıları, ilişki kurma ve duygusal bağları güçlendirme noktasında daha derin bir etki yaratabilir. Zeynep’in gözlerini kapatması, bir tür içsel arayıştı. Belki de her ikisi de haklıydı; bazen gözleri kapatmak gerekir, ama her zaman açmak için geri dönmek şarttır.

Peki, gözlerimizi kapatmak ne zaman bir rahatlama, ne zaman bir kaçıştır? Kendi deneyimlerinizde, gözlerinizi kapattığınızda ne hissediyorsunuz? Bu davranış, size hangi duygusal ya da stratejik çıkarımları sağlar?

Bu sorular üzerinden düşünmek, gözlerimizi kapatmak eyleminin ne anlama geldiğini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.